Şevin'in KIŞ BAHÇESİ

Gökten onca kar tanesi düşer, hiçbiri bir diğerine değmezmiş.



9/15/2011

Dementia!

Demans!
Kişinin entellektüel ve sosyal yeteneklerinin, günlük fonksiyonlarını etkileyecek şekilde ilerleyici olarak kaybı. Hastalık doğası gereği ilerleyici özellikte. Latince 'uzak' ve 'mantık' kelimelerinin birleşmesinden türetilmiş. İngilizcesi dementia. Dementia! Çiçek ya da hoş bir bitki ismi gibi. Ama aslında insanın beynindeki bir hasardan dolayı yavaş yavaş aklını yitirmesine verilen ad. Tuhaf bir hastalık bu. Her bünyede farklı bir seyri var. Kimisinde 3 ayda son seviyeye ulaşırken, kimi bünyede son seviyeye ulaşması 10 seneyi buluyor. Alzheimer da bir demans şekli. Demans yalnızca unutkanlığa değil, davranış bozukluğuna, hastada karakter değişikliğine sebep oluyor. Hastalık 45-65 yaşları arasında sinsice başliyor.
Fronto-temporal demans!
Beynin ön bölümünde hasar. Sosyal ve kişisel iletişimde kayıp, iç görü azlığı, duygusal duyarsızlaşma. Belleğin, günlük yaşamın gereksinimleriyle başa çıkabilme yetisinin, algının ve duygusal tepkilerin bozulmaya başlaması. Hastalıkta iyileşme ya da geri dönüş mümkün değil. İlaçlı tedavi yalnızca hastalığı olduğu yerde tutmayı amaçlar.
İnsan beyni bir makine gibi çalışır. İşin kötüsü beyin hücreleri ölmeye programlıdır. Beyindeki nöron bağlantılarının nitelik ve niceliği her yıl yüzde bir oranında azalma gösterir. 75 yaşın üstündeki her iki kişiden birinde demans görülmesi doğaldır. Ama 70'inden önce görülen demans erken sayılır. Kronik depresyonla, zor bir hayat geçirmeyle ilgili olabilir.
İki ay önce anneme Frontotemporal Demans teşhisi konuldu. Hayatımın en tuhaf dönemindeyim ve başıma gelmeyen kalmadı diye düşündüğün bir anda geldi bu teşhis. Alt üst oldum. Kabullenemedim. Hayatla kavga ettim. Sonra tamamen küstüm. Bir türlü kendime gelemedim. Bu ani ve sarsıcı deneyimde doktorun da rolü büyüktü.
-Nedir bu demans diye sordum doktora, Alzheimer mı değil mi?
-Alzheimer değil, dedi.
-İyi o zaman, diye rahatlamak üzereyken hemen kasvetli bir ses tonuyla ekledi:
-Daha kötüsü!
Doktor olmadan önce insanları önce sosyal bir beceri sınavından geçiriyor olmalılar. Sınavdan kalanlar doktor oluyor! Annesi demans olan birine haberi böyle vermek gerekir!
-Alzheimer mi? Yok canım, çok daha kötüsü! Her şeye hazırlıklı olun! En kötüsüne! Ah canıııım, sen kaldıramadın sanırım bu haberi! En iyisi sen sonra gel, ben sana bunu parça parça anlatayım! ....

33 sene önce bundan yaklaşık 10 saat sonra annem beni dünyaya getirdi. Beni dünyaya getirmeden önce de sonra da çok zor bir hayatı oldu. Belki bu yüzden 60'ına daha yeni girmişken demans teşhisi konuldu. Ben daha küçücükken gözleri hep kederli bakardı. Ben yarın 33 yaşına giriyorum, annem hala aynı kederli bakislarla benim bilmediğim uzak bir yerlere dalıp dalıp gidiyor. Psikologların dediğine göre ana ve babadan miras aldığımız travmalardan kurtulmamız gerekiyormuş. İnkar ederek, görmezden gelerek değil. Yalnızca geçmiş ne kadar zor olursa olsun, bunu kabul edip anı yaşamaya, yaşamın kendisinin tadını çıkarmaya başlayarak. Geçmiş ve gelecek anlamsız. Ne kadar okursan oku, ne kadar araştırırsan araştır, ne kadar derin düşünürsen düşün. Bütün yollar ona çıkaracak; şu ana. Şu anı yaşamayı beceremediğinde beynine türlü hasarlar vereceksin. İşte o zaman adını bile zor telaffuz ettiğin hastalıklar peşine düşecek. Bunlar iyi günlerin.

Doğumgünün kutlu olsun!

2 yorum:

  1. ne güzel yazmışsın yine, ne kadar zor ve acı bir şeyi ne kadar güzel dile getirmişsin! her tür hastalık, dert, bela uzak olsun, çok uzak olsun

    YanıtlaSil
  2. acıklı yazmışsın gene :( dün aradım seni geçmiş doğumgününü kutlamak için ama müsait deildin sanırım iyiki doğdun fazla görüşemesekte hep aklımda kalbimde ve dualarımda olan ablam ...

    YanıtlaSil