Şevin'in KIŞ BAHÇESİ

Gökten onca kar tanesi düşer, hiçbiri bir diğerine değmezmiş.



8/14/2010

Gelecek bahçede!

Eskiden de yazlar bu kadar sıcak mı geçerdi? Böyle giderse en sevdiğim mevsim açık ara olarak kış. Aslında mevsimlerden çok mevsim dönümlerini severim ama artık mevsim dönümü de yok. Ya bunaltıcı yaz ya buz gibi kış. Yine de tercihimi kıştan yana kullanıyorum. Bu sıcak hava can sıkıntısından başka ne getirebilir? Lilo bile bunaldı sıcaktan.

Şev: Lilo, hala uyuyor musun? Biraz daha dayanırsan tüm gün uyuma rekoru kıracaksın!


Lilo: Hava çok sıcak, beni rahat bırak! Ya da sen de yat uyu!


Şev: Uyuyamıyorum, çok sıcak.


Lilo: Aşağıya çardağa inelim desem?


Şev: İnsaf biraz Lilo, bir saatten fazla yürüyüş yaptık biraz önce, hala çardak diyorsun.


Lilo: Tamam o zaman otur da bunal sıcaktan, beni de rahat bırak. Git Kaan'a falan bulaş.


Şev: Kaan fotoğraflarını düzenliyor. Burda işi gücü olmadan bütün gün yan gelip yatan sensin, bu durumda sana bulaşmayı daha uygun görüyorum koca kulak.


Lilo: Bana bak insancan, ısıracağım şimdi nazik bir yerlerinden. Ondan sonra gidip Kaan'a şikayet edeceksin beni.


Şev: Çok korktum gerçekten! Kanım dondu desem yeridir! Üç senelik hayatında kaç kere ısırmıştın sen?!


Lilo: Gururumla oynama! Ben de köpeğim, gerekirse ısırabilirim. Her cumartesi koşa koşa eve gelip seyrettiğin o belgeseldeki adamdan hiç öğrenmemişsin. Ne diyordu senin o yüce ilah kabul ettiğin sözümona eğitmen?


Şev: Anlaşılan belgeseli seyreden tek canlı ben değilmişim! Ne diyordu bakalım Cesar?


Lilo: Doğada "şu anda" yaşamayan tek canlı türü insandır diyordu, hatırladın mı? Köpekler doğada kendi başlarına zaten denge halindedirler. İnsana ihtiyacımız yoktur. İnsan işin içine girince de dengemiz bozulur. Çünkü biz her zaman şu anda yaşarken, insan ya geçmişte ya da gelecektedir. Hatırladın mı Şevcan? Yüzüne buruşturma hiç!


Şev: Hatırladım, hatırladım. Başlama yine anı yaşa vaazlarından birine. Hem anlamadım, senin ısırmanla falan ne ilgisi var bunun?


Lilo: Şöyle ki, senin Cesar Millan'ı doğru dürüst dinlemiş olsaydın bilirdin; şimdiye kadar hep böyle oldu, ben bu filmi gördüydüm, ben bu kitabı okuduydum, ay ben bunu yapamam, daha önce hiç yapamadıydım tarzı yaklaşımlar siz insanoğluna özgü. Hayatı kısıtlamaktan ibaret. Senin Cesar diyor ki, geçmişteki bilgiye takılma, geçmiş az önce geçti. Ay bu köpek hep havlıyor, çok geçimsiz, çok agresif dediğin an geçmişe takılıp çözümu unutuyorsun. Gelecek şu anda başladı. Köpek geçmişte agresif tavırlar sergiledi ama bunun gelecekte de devam edeceğine emin olan ancak bir insanoğlu olabilir. Köpek havladığını unuttu bile belki.


Şev: Sadede gelecek misin bu yaşamda? Yoksa senin sadet geçmişte kaldı, yeni sadet peşine mi düşelim!?


Lilo: Ortalığı karıştırıp konuyu sulandırma Şevcan! Sadet şu ki, hayatım boyunca seni hiç ısırmadığım bilgisine çok da güvenip tepemi attırma! Hrrrrr hav hav!!!!!


Şev: Aman hadi yat uyu! Öldüm korkudan!


Lilo: Üşenmesem ısıracağım şimdi ama çok sıcak, patimi kaldıracak halim yok.


Şev: Isırmış kadar oldun Lilocan, dehşete kapıldım, korkudan tir tir titriyorum!


Lilo: Bana bak, sen adam olmazsın Şevincan, seni şu insan eğitmeni Cesar bile eğitemez bence!


Şev: Pardon?? İnsan eğitmeni mi dedin? Köpek eğitmeni olmasın o?


Lilo: Cahil ve kötü niyetli bir insanoğlusun Şevcan! Bir kere senin o ayıla bayıla seyrettiğin konferansının adı neydi bu adamın??


Şev: Bilmem, unuttum gitti, geçmişe önem vermiyorum, şu anda yaşıyorum çünkü!!


Lilo: İronik de konuşurmuş bizim insancan! Neyse ben sana hatırlatayım o zaman: Human training for dogs! Yani, senin anlayacağın dilden meali: Köpekler için insan eğitimi!


Şev: Sen ne zaman çevirmen olduydun! Anlıyorum o kadar ingilizce, sagol! Tamam hatırladım, kapatalım bu bahsi de sen yat uyu diyorum ben!


Lilo: Tipik insanoğlu psikolojisi! Neyse, son olarak bir Cesar Millan değişiyle bitirelim; kötü köpek yoktur kötü insan vardır!


Şev: Uykun yok muydu senin?


Lilo: Gitti uyku falan, uyandırdın ya karnım acıktı işte, uyuyamam artık, makarna yok muydu?


Şev: Yahu daha iki dakika önce gözünden uyku akıyodu, şimdi yine yemek peşindesin pisboğazcan! Ben nasıl bulaştım ki sana?! Keşke Kaan'la uğraşsaydım, o senin gibi huysuzluk da yapmazdı. Hiç anlamıyorum seni Lilocan!


Lilo: Anlayacaksın küçük padawancık, yokuş aşağı yuvarlanır gibi yaşamaya başladığında daha iyi anlayacaksın. Hesapsız, kitapsız. İki kere ikinin her zaman dört etmediğini öğrendin uzun zaman önce. Yine de muntazam dört işlemler peşindesin. Ya geçmiştesin ya gelecekte. Anda tutunmak ne zor şeymiş insan oğlu denen tür için. "Şu anda" ne çok renk var. Oysa geçmiş ve gelecek hep belirsiz, gri renkli. Evet kabul ediyorum, bir geçmişin tek bir gelecek sunması haksızlık gibi geliyor. Ama yine de...


Şev: Şşşt boşversene bunları Lilo, çardağa inelim mi?


Lilo: İnelim, inelim, haydi nooolur gidelim, hem top oynarız, oyun oynarız, kozalak kemiririz!!! Hav hav hav!!!


Şev: İşte buraya kadar! Bakıyorum birden kendin oldun yine!


Lilo: Boşver yaa, sen anlamıyorsun zaten. Haydi kalk bahçeye gidiyoruz! Gelecek bir kez daha "şu anda" başladı, kaçırmayalım!