Şevin'in KIŞ BAHÇESİ

Gökten onca kar tanesi düşer, hiçbiri bir diğerine değmezmiş.



4/12/2011

Yol.

İstanbul'a sırtımı döndüm ve güneşin doğduğu tarafa yöneldim. Her şeyden kaçmak istediğimde nereye kaçarım diye sordum ve yolun kendisine kaçmaya karar verdim. Kendimi bildim bileli yollardayım. Yolu evim sanmam işte bu yüzden. Dün yol bana bir sürü sürpriz hazırlamıştı üstelik. Dört mevsim bir günde, bir yolda... İstanbul bulutluydu, İzmit güneşli. Bolu'da kar yağmaya başlayınca çocuklar gibi sevindim. Ankara kasvetliydi, hızla geçip gittim. Tuz gölü pembe olmuştu. Hasandağı birden karşıma çıkıp sersemletti beni. Nevşehir'e yaklaşınca bulutlar arasından güneş bile göründü. Sonra yine kar yağdı Uçhisar'a varmadan önce. Sanki tek başımaydım bütün yol boyunca. Bütün dünyada yalnızca ben kalmıştım. Tek başıma gelip geçtim bir sürü şehirden, köyden. Her zamanki gibi köylerden geçerken küçük evlere bakıp, soba başında kıvrılıp uyusam diye hayaller kurdum. Ama ben o köylerin hiçbirine ait değildim. Ancak hiçbir yere ait olmayanlar kendilerini yola ait hissederler. Hiçbir yere ait olmayan, aynı zamanda her yere ait olandır. Benim köklerim yok. Ait olduğum köyüm yok. Yolun kendisine, yaşamın kendisine aidim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder